Filistin Seçimleri ve Hamas’ın Yükselişi

Filistin Seçimleri ve Hamas’ın Yükselişi
Burjuva demokrasisinin ikiyüzlülüğü! Filistin’de 25 Ocakta yapılan seçimleri Hamas’ın kazanması dünya ölçeğinde geniş yankı uyandırmış bulunuyor. Öyle anlaşılıyor ki, başta ABD ve İsrail olmak üzere, Avrupalı emperyalistler ve bölgenin despotik rejimleri bu düzeyde bir sonuç beklemiyorlardı. Emperyalist temsilciler şaşkınlıklarını gizlemiyorlar. Hamas’ın seçimlerden zaferle çıkması Filistin’de El-Fetih liderliğinde oluşturulmuş statükoyu sarsmakla kalmadı, Ortadoğu’da yürüyen emperyalist hegemonya kavgasına yeni bir boyut kazandırarak pek çok olasılığı da gündeme taşıdı. Filistin’deki seçimlerin aynasına yansıyanlara bakarak şu tespitleri yapmak mümkün:...

“Kurtlar Vadisi Irak”: Osmanlı’nın Ruhunu Çağırmak!

“Kurtlar Vadisi Irak”: Osmanlı’nın Ruhunu Çağırmak!
“Devlet-millet” edebiyatı Daha gösterime girmeden bir hayli yankı uyandıran “Kurtlar Vadisi Irak” filmi, gösterime girdiğinden beri gündemden düşmüyor. Film, Başbakandan Meclis Başkanına kadar değişik çevrelerin gönlünde taht kurmayı başarmış gözüküyor. Film hakkında pek çok TV programında tartışmalar yürütüldü ve burjuva yazar-çizer erbabı konuyu kendi meşreplerince işlediler. Amerikan karşıtlığı üzerinden Kürt düşmanlığı yapan ve Türk milliyetçiliğini yücelten film, büyük Amerikan gazetelerinde de epeyce yer buldu. Birkaç gün içinde bir milyonu aşan seyirci kitlesiyle izleme rekoru kıran...

Garp Cephesinde Yeni Bir şey Yok!

Garp Cephesinde Yeni Bir şey Yok!
Birinci ve İkinci Emperyalist Savaşta milyonlarca insan öldü, Avrupa kıtasında taş üstünde taş kalmadı. Ama bugün burjuva ideologları bizlere rahat olmamızı öğütlüyorlar. Bu korkunç dünya savaşlarının bir daha asla yaşanmayacağını, geçmişte yaşananlardan gerekli derslerin çıkarıldığını vaaz ediyorlar. Oysa kapitalist sistem sürekli savaş üreten bir mekanizmadır, o ortadan kalkmadan da savaşlar asla son bulmayacaktır. Dünyanın birçok bölgesinde on binlerce insanın yaşamını yitirdiği savaşlar yaşanıyor; emperyalistler yeni bir uluslararası savaşın kara bulutlarını dolaştırıyorlar dünyamızın üzerinde. Bizler bu...

2006’ya Devredilen Felâketlerle Dolu Bir Yıl!

2006’ya Devredilen Felâketlerle Dolu Bir Yıl!
Geride bıraktığımız 2005 yılı felâketlerle dolu bir yıl olarak tarihte yerini aldı. 2005'in genel bir değerlendirmesini yaptığımızda, dünya ölçeğinde çelişkilerin keskinleşerek derinleşmeye devam ettiğini görüyoruz. Dünya ekonomisindeki kriz devam etmekte ve yakın gelecekte bir ekonomik yükseliş ihtimali de gözükmemektedir. şu bir gerçek ki, eskinin patlamalı ekonomik yükseliş dönemleri geride kalmış bulunuyor. Bu durum her alanda bir istikrarsızlaşmayı da beraberinde getirmektedir. Pek çok bölgede emperyalist hegemonya mücadelesi yeni görünümler kazanarak sürüyor. 2005 yılının geniş kapsamlı sıcak...

Devrimci İsyan Bayrağını Yükselt!

Devrimci İsyan Bayrağını Yükselt!
Hayal ve gerçek Marx, bireyin mutluluğu toplumun mutluluğundan geçer demişti. Marx'ın vurguladığı üzere insan toplumsal bir varlıktır ve birey, toplum gerçek mutluluk düzeyine ulaştığında mutlu olabilir ancak. Oysa kapitalist düzen altında insanlar huzursuz, kaygılı ve mutsuzdurlar; burjuvazi insanın toplumsal varlığına karşı 'bireysel' var oluş fikrini yüceltmekte ve kolektivist değerleri insanın gelişimine ve doğasına yabancıymış gibi sunmaktadır. Burjuvazi üretimin kolektif olarak yapılmasına karşı çıkmazken, üretilen ürünlerin toplumsal paylaşımına karşı çıkmakta, özel mülkiyeti ve bireyciliği kutsamaktadır: her...

Faşizme Giden Yolda Maraş Katliamı

Faşizme Giden Yolda Maraş Katliamı
Dünya ölçeğinde kendini hissettiren ekonomik ve siyasi istikrarsızlık giderek derinleşiyor. Dünya ekonomisinin eş zamanlı kriz eğilimi emperyalist-kapitalist sistemi çelişkilerin keskinleştiği, emperyalist hegemonya savaşının kızıştığı bir sürecin içine çekmiştir. ABD’nin başını çektiği emperyalist hegemonya savaşı dünyanın her köşesine yayılarak genişliyor; savaş, çoktandır günümüzün olağan gündemi haline gelmiş bulunuyor. Ekonomik kriz ve emperyalist hegemonya savaşının basıncı burjuva devletlerin militarist yönünü öne çıkarmakta, bu durum, anti-demokratik uygulamalarla kendini açığa vurmaktadır. Sözümona “uluslararası terör”ü önlemek bahanesiyle başta ABD ve...

Kılıçlı Bürokrasinin Düzeni

Kılıçlı Bürokrasinin Düzeni
Burjuva iktidar bloğu içindeki çatışma büyüyor Avrupa Birliği yanlısı burjuva kesimler ile AB'ye girilmesine karşı duran statükocu-milliyetçi burjuva kesimler arasında süren çatışma OYAK tartışmasıyla yeni bir boyut kazanmış bulunuyor. Uzunca bir süredir muhtelif siyasi konularda karşı karşıya gelen bu taraflar bu kez de özelleştirilecek devlet işletmeleri üzerinden karşı karşıya gelmiş bulunuyorlar. Telekom, Tüpraş ve Erdemir'i kapma kavgası üzerinden başlayan çatışma, bu kesimleri daha açıktan savaşa itmektedir. Tüpraş'ın talibi olan OYAK tüm çabalarına rağmen ihaleyi kazanamadı...

Dört Yıl Sonra 11 Eylül

Dört Yıl Sonra 11 Eylül
Doğru politikalar doğru teorilerin ürünüdür! 11 Eylül'ün üzerinden dört yıl geçti. Geçen süre içerisinde dünyada birçok değişim meydana geldi veya daha büyük değişimlerin öncülleri yaratıldı. Afganistan ve Irak savaşları, nüfuz alanlarında meydana gelen değişiklikler ve İran'ın namlunun ucuna konması gelecek günlerin habercisidir. Gerçekten de, emperyalist-kapitalist dünya sistemi, ABD'nin başını çektiği kızışan emperyalist paylaşım kavgaları nedeniyle her geçen gün biraz daha yıkım yaratmakta ve insanlığı savaş anaforunun içine çekmektedir. Emperyalistler arasındaki mevcut statükolar sarsılıyor, nüfuz alanlarındaki...

Emperyalist Savaşın ve Toplumsal Çelişkilerin Kıskacındaki Ülke: İran

Emperyalist Savaşın ve Toplumsal Çelişkilerin Kıskacındaki Ülke: İran
İran’daki şeriat devleti bugün 26 yaşında. Uygulanan tüm baskıya rağmen toplumsal çelişkiler keskinleşiyor İran’da; birçok şehirde grevler ve direnişler oluyor. Tüm baskılara ve açık şiddete karşın işçiler, kadınlar ve gençler mevcut rejime karşı mücadeleye girişmekten geri durmuyorlar. Kitleler şeriat rejiminden bıkmış durumdalar. İşsizlik, açlık, yoksulluk katlanılmaz hale geliyor; toplumsal çürüme yayılıyor. Varoşlarda yaşayan kent yoksulu emekçiler çaresizlik içinde kıvranıyorlar. 68 milyon nüfuslu İran’da yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı nüfusun %40’ını geçerken, işsizlik %20’nin üzerinde. İşsizlik...

Gün Ortasında Karanlık

Gün Ortasında Karanlık
Yabancılaşma ve Popüler Kültür Akıl tutulması Kapitalizm insanlığı derin bir bunalıma sürüklemiş durumda. İnsanlığın üzerine koyu bir sis çökmüş bulunuyor; gün ortasında karanlık yaşıyoruz. İnsan soyu yarattığı bunca maddi ve kültürel birikime rağmen, kapitalizm tarafından neredeyse önünü göremeyecek bir hale getirilmiş bulunuyor. Geleceğin nesilleri bugünü incelediklerinde muazzam çelişkilerle yüklü bir toplum görecekler karşılarında. Bugünkü maddi ve kültürel olanaklar sayesinde her alanda bilimsel gelişmeleri izleyip, müdahale ederek daha da geliştirebilecek, entelektüel, ruhsal ve fiziksel gelişmenin ve...

Yükselen Milliyetçilik ve Solun Zaaflı Tutumu

Yükselen Milliyetçilik ve Solun Zaaflı Tutumu
Ulusal 'onur'a değil, enternasyonalist bilincimize sahip çıkalım! Mersin'deki Newroz gösterilerinde yere vurulan Türk bayrağını bahane eden Genelkurmay'ın başlattığı milliyetçi kampanyanın etkisi hâlâ sürüyor. Sivil-asker bürokrasinin başını çektiği bu kampanyanın gerisinde yatan şey, işçi ve emekçi yığınların bilincini şovenizm zehriyle bulandırarak Türk ve Kürt emekçileri birbirine düşman etmekti. Bilindiği gibi, devletçi-faşist güçlerin topyekûn harekete geçtiği ve MHP-Ülkü Ocaklıların sahne önünde göründüğü bu şovenist kampanya sonucunda Trabzon, Samsun, Sakarya ve Sivas'ta devrimcilere dönük linç girişimleri baş göstermişti....

Emperyalist Savaşın Yeni Halkası: Kırgızistan

Emperyalist Savaşın Yeni Halkası: Kırgızistan
“Lale Devrimi” mi, burjuva çetelerin iktidar kavgası mı? Dünya basını durmaksızın haber geçiyor ve Kırgızistan’da bir halk “devrimi” yaşandığını duyuruyor. Gürcistan ve Ukrayna’da başlayan sözümona “devrim” Kırgızistan’a ulaşmış! Sırada kimin olduğunu soruyor büyük Amerikan ve Avrupa gazeteleri. ABD emperyalizminin sözcüleri ve tekelci finans-kapitalin elindeki medya, Kırgızistan’daki “Lale Devriminin” ülkeye demokrasi getireceğini vaaz ediyor. Oysa yaşananlar emperyalist hegemonya savaşının bir parçası. Emperyalist hegemonya savaşı kızışarak yayılıyor ve yayıldıkça yeni yöntemler de geliştiriyor. Ortadoğu ve Kafkasya, nicedir...

Ortadoğu’da Filistin, Filistin’de Ortadoğu

Ortadoğu’da Filistin, Filistin’de Ortadoğu
Bu yazı, ateşkes süreci başlamadan önce kaleme alınmıştır. Abbas ve Şaron’un, 8 Şubatta Şarm el-Şeyh’te bir araya gelerek ilan ettikleri ateşkes, Abbas’ın İsraillilere yönelik şiddet eylemlerine son verileceği, Şaron’un ise Filistinlilere yönelik askeri operasyonların durdurulacağı sözlerine dayanıyordu. Zirvede ne Abbas ne de Şaron “işgal” sözcüğünü ağızlarına aldılar. Var olan sorunların hiçbirisi gündeme getirilmedi. Bush’un “tarihi zirve” diye göklere çıkardığı bu zirvedeki “tarihi ateşkes”in delinmesi için sadece bir gün yetti. Ateşkesin üzerinden bir gün geçmeden İsrail...

Oportünizmin “Yeni Enternasyonal” Anlayışı ve Devrimci Bir Enternasyonalin Eksikliği-1

Oportünizmin “Yeni Enternasyonal” Anlayışı ve Devrimci Bir Enternasyonalin Eksikliği-1
Komünist Enternasyonalin 1 Eylül 1928’de yapılan Altıncı Kongresinin üzerinden 76 yıl geçti. Bu kongrede, dünya işçi sınıfının komünist önderliğinin bürokratik karşı-devrimin darbeleri altında ağır bir yenilgiye uğratıldığı tescillenmiş oldu. Ekim Devriminin prestijinin ve Avrupa’daki devrimci rüzgârların belirleyici olduğu bir dönemde kurulan işçi sınıfının bu dünya-devrimci önderliği, devrimin dünyaya genişleyememesi sonucunda içten yürüyen bürokratik bir karşı-devrimle yıkılan işçi devleti ile birlikte son buldu. İşçi devletinin cesedi üzerinde kendine has bir egemen sınıf olarak yükselen bürokrasi, Komünist...

Oportünizmin “Yeni Enternasyonal” Anlayışı-2 Birinci Enternasyonalin Tarihi Önemi ve Misyonu

Oportünizmin “Yeni Enternasyonal” Anlayışı-2 Birinci Enternasyonalin Tarihi Önemi ve Misyonu
Birinci Enternasyonal, işçi hareketi açısından, 1848 Devrimlerinin yenilgisiyle oluşan bir gericilik döneminde sınıf hareketinin ileri olduğu ülkelerle daha yeni gelişmekte olduğu ülkeler arasında bir koordinasyon ihtiyacına yanıt vermek için kurulmuştu. Çağrı’nın sonunda ve Enternasyonalin tüzüğünde işçi sınıfının kurtuluşunun onun kendi eseri olacağı ve siyasal iktidarı ele geçirmesi gerektiği vurgulanıyordu.