Enternasyonalizm mi, Milliyetçilik mi?

Enternasyonalizm mi, Milliyetçilik mi?
TKP önderliğinde yeni bir karışımın hazırlıkları yapılıyor. Kapitalizmin çelişkileri üzerinden yükselmeyen sosyalist devrim dinamikleri icat edilmeye çalışılıyor. TKP Genel Başkanı ve Gelenek dergisinin yazarlarından Aydemir Güler, “Sosyalist Devrim ve Yurtseverlik” başlığı altında şunları yazıyor...

Emperyalistler Arasında Sıkışan Türk Burjuvazisi

Emperyalistler Arasında Sıkışan Türk Burjuvazisi
Burjuvazinin hayal kırıklığı ABD ve İngiliz emperyalizminin savaş makineleri Irak halkının üzerine tomahawk füzeleri yağdırırken, Türk burjuvazisinin kalemşorları tozu dumana katmış savaş güdüsüyle dizlerini dövüyorlardı. Çünkü Meclisten savaş tezkeresi geçmemiş ve Türkiye savaşa resmen savaşın bir parçası olmamıştı. Günlerce kitlelerin bilincini esir aldılar ve ABD’nin yanında savaşa girdiğimizde neler kazanacağımızı ballandıra ballandıra anlattılar. Efendim, 24 milyar dolarlık bir kredi gelecek, ABD Türk üslerinde girişeceği inşaatlara dolar akıtacak, Türkiye Irak paylaşılırken masada olacak ve savaşın ganimetinden...

Küba: Ulusal Devrimden Bürokratik Diktatörlüğe

Küba: Ulusal Devrimden Bürokratik Diktatörlüğe
İkinci emperyalist paylaşım savaşı bittiğinde, SSCB’nin varlığında cisimleşmiş “reel sosyalizm” ve savaşın galipleri arasında yer alan Sovyet bürokrasisi, dünya işçi sınıfı nezdinde büyük bir itibar kazanmıştı. Savaşı kazanan SSCB, ABD ve İngiltere, dünyayı kendi nüfuz alanlarına böldüler. Doğu Avrupa ve Güney Asya’da birtakım nüfuz alanları SSCB’ye bırakıldı. SSCB kendine bırakılan Doğu Avrupa ülkelerini bir taraftan Kızıl Ordu aracılığıyla kontrol ederken öte yandan da baştan Sovyet bürokrasisine bağlı, bürokratik tarzda örgütlenmiş resmi KP’ler aracılığıyla bu ülkeleri...

Sovyetler ve Devrim

Sovyetler ve Devrim
Dünya kapitalizminin derin bir kriz içine sürüklendiği ve devrim ve karşı-devrim durumlarının her an gündeme gelebileceği çalkantılı bir dönemden geçiyoruz. Böylesi gelişmelerin içinde proletaryanın örgütlenme biçimleri de tartışma konusu oluyor. İşçi sınıfının siyasal iktidarı alacağı ve burjuva devleti parçalayarak yerine koyacağı organlar yani sovyetlerin ne zaman ortaya çıkacağı, ya da önceden kurulup kurulmayacağı veya sovyetlerin Rusya’ya özgü olup olmadığı ve sovyetlerin yerine daha evrensel bir örgütlenme koyulması gerektiği tartışması her dönemde olduğu gibi, bu dönemde...

İran Devrimi

İran Devrimi
11 Eylül saldırılarından sonra siyasal İslâm yeniden gelip tartışma gündemine oturdu. Acaba yeni bir savaş mı başlıyordu, bu savaş dinler arası bir savaş mı olacaktı, ve siyasal İslâm bu savaşta bir tarafı mı temsil ediyordu? Amerikan emperyalizmi, öz evlâdı olan bin Ladin ve Taliban’a saldırdı ve bu saldırı ABD’nin dünya jandarmalığını ve sarsılan hegemonyasını korumaya yönelikti. ABD, siyasal İslâma yönelik bir politika değişikliğine gitmiş ve ona şimdilik ihtiyacı kalmamıştır. Bu konjonktürde, İran’daki kitle hareketi siyasal...

Brezilya Seçimlerinin Ardından

Brezilya Seçimlerinin Ardından
Latin Amerika’da tutuşan ateş tüm coğrafyayı sararak büyüyor. Dünya ekonomisinin içine girdiği daralma ve kriz dönemi, en sorunlu bölgelerde kendini tüm çıplaklığıyla açığa vuruyor ve sömürülen kitleler kapitalist sistemin saldırılarına karşı tepki gösteriyor; toplumsal muhalefet alabildiğine artıyor. Bugüne kadar askeri darbeler ve iç çalkantıların en sık yaşandığı Latin Amerika, özellikle 1990’lardan itibaren işçi sınıfının giderek etkisini arttırdığı bir süreç yaşıyor. Daha 2000 yılında Ekvador’da işçi sınıfı ve yoksul kitleler ayaklanarak tüm devlet kurumlarını işgal ettiler...

Dünyayı Sarsan On Gün

Dünyayı Sarsan On Gün
Bolşevik iktidarından hâlâ bir serüven olarak söz edenler var. Evet bu bir serüvendir ve insanlığın bugüne kadar giriştiği serüvenlerin en büyüğüdür. Bu, emekçi yığınların önünde tarihe geçen, geniş ve basit istekleriyle her şeyi saran bir serüvendir. (John Reed) 1917 Ekim proleter devriminin üzerinden tam 85 yıl geçti. Bu yıllar içinde insanlık tarihi sayısız olaylara, devrimci gelişmelere ve toplumsal altüst oluşlara tanık oldu. Ancak tüm yaşananlar proletaryanın siyasal iktidarıyla sonuçlanmadı ve insanoğlu hâlâ kapitalist sömürü mekanizması...

Emperyalist Savaş Rüzgarları

Emperyalist Savaş Rüzgarları
“Emperyalizm fırtınalı, sıçramalı, felâket ve çatışmalarla yüklü karakterde bir dönemdir.” (Lenin) Dünya ekonomisinin içine girdiği kriz aşırı üretim, daralan pazarlar ve kâr oranlarının düşmesiyle karakterize oluyor. Sermaye kendini yeniden ve yeniden üretmek zorundadır. Ama aşırı üretimle karakterize olan kapitalizm, pazarların sınırlarına çarpıp anaforlar yaratarak kırılmakta ve kriz sermayenin sınırsızca gelişimine ağır darbeler indirmektedir. Sermayenin durmaksızın genişleme ihtiyacıyla pazarların sınırlılığı ve böylece sermayenin tüm potansiyelleriyle realize olamaması arasındaki çelişki, üretimin yüksek düzeylerde toplumsallaşması ile üretim araçlarının...

Berlin Duvarının Yıkılmasından 11 Eylül’e

Berlin Duvarının Yıkılmasından 11 Eylül’e
Rayından Çıkan Emperyalist Dengeler Berlin Duvarının yıkılması ve ardından Doğu Avrupa’daki bürokratik yapıların çökmesi, dünyadaki siyasi dengelerin hızlı bir değişim sürecine girdiğinin habercisiydi. Nitekim kısa bir süre sonra, bürokratik rejimlerin merkezi ve hegemon gücü olan SSCB’nin de çökmesiyle birlikte, uluslararası siyasi dengeler altüst oldu. Emperyalist ideologların deyişiyle, artık “yeni bir dünya düzeni”yle karşı karşıyaydık. Ancak bu hiç de iddia edildiği gibi, “sınıf mücadelesinin sona erdiği” ve neoliberalizmin kendi bayrağını ebedi bir şekilde göndere çektiği bir...