Smart Solar işçilerinin grevi devam ediyor. Gelecek Bizim Gelecek Sosyalizm grubundan kadınlar olarak Smart Solar işçilerini grevlerinin 53. gününde ziyaret ettik. DİSK Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 Nolu Şubede örgütlü işçilere patronun teklif ettiği zam, matematiği keşfedenlerin bile şaşıracağı kadar düşüktü. Yüzde 6! Yüksek enflasyon, eriyen ücretler ve artan hayat pahalılığı karşısında neredeyse bir şaka gibiydi. Patronun sefalet zammı teklifini kabul etmeyen, geçinebilecekleri bir ücret talep eden, çocuklarının daha sağlıklı koşullarda yaşayabilmesi için haklı mücadele eden Smart Solar işçilerinin grevini daha önce ziyaret etmiştik. Ama işyerinde birlikte çalıştığımız arkadaşlarımız da sosyal medyadan takip ediyordu grev sürecini. Daha önce hiç grev ziyaretinde bulunmayan arkadaşım da grev alanını merak ettiğini ve ziyaret etmek istediğini söyledi. Bunun üzerine Kocaeli ve İstanbul’dan kadın işçi ve öğrenciler olarak bir ziyaret organizasyonu yaptık ve bu onurlu mücadeleyi yürüten metal işçilerini ziyaret ettik.
Grev çadırına adım attığımız anda mücadele ruhu bizi sardı. Çaylar ikram edildi, sıcak ve mücadele azmiyle dolu kadın işçiler grev sürecini, deneyimlerini aktardılar. Sloganlar ve halaylar yan yana durmanın gücünü daha da hissettirdi. Grev yerinde kurulan bağ, sınıf dayanışmasının somut ve güçlü bir hâliydi. Grev alanı yalnızca bir direniş noktası değil, aynı zamanda işçilerin okuluydu: Deneyimlerin paylaşıldığı, dayanışmanın öğrenildiği ve haklılığın verdiği ışığın işçilerin gözlerinden okunabildiği bir yerdi.
Kadın işçiler mücadelenin ve örgütlülüğün önemini anlattılar. Bir kadın işçi, birbirlerine güvenerek bu mücadeleyi başlattıklarını, sendikanın karar sürecinde işçilerin fikrini aldığını ve hep birlikte greve çıkma kararı verdiklerini vurguladı, geri adım atmayacaklarını söyledi. Bir başka kadın işçi ise grev sürecinde birbirlerini daha yakından tanıdıklarını, hatta greve çıktıklarında pek çok arkadaşlarını ilk kez gördüklerini, grev sayesinde aynı fabrikada yıllardır birlikte çalıştıkları kadınlarla gerçek bir bağ kurduklarını ve adeta bir aile olduklarını anlattı.
Kadınlar, hayat pahalılığının grevi nasıl bir zorunluluk hâline getirdiğini de dile getirdi. Artan kiralar, gıda ve çocuk masrafları karşısında geçinemediklerini; bu nedenle greve çıkmanın bir tercih değil, zorunluluk olduğunu, yaşam mücadelesi olduğunu ifade ettiler. Fakat grev, onlar için yalnızca ekonomik talepler uğruna verdikleri bir mücadele değil, aynı zamanda güvenin ve dayanışmanın güçlendiği bir süreç de olmuş.
Birlikte ziyarete gittiğimiz lise öğrencisi bir arkadaşımız, grev alanında kendisini hiç yabancı hissetmediğini; sanki grev kararını birlikte almışlar ve yıllardır grevde olan işçi kadınları tanıyormuş gibi hissettiğini dile getirdi. Kocaeli’de petrokimya sektöründe sendikalı olarak çalışan ve ilk kez bir grev ziyaretine katılan bir kadın arkadaşımız ise, sendikanın ne büyük emeklerle kazanıldığını daha önce yeterince fark etmediğini, bu ziyaretin onu grevdeki işçilerle daha da birleştirdiğini söyledi. “Çok farklı bir duygu yaşadım. Grevci işçilerin zorluklara rağmen mücadelesini derinden hissetim. Sanki ben de onlarla birlikte çalışıyormuşum gibi hissetim. Dünyaya gözlerini yeni açan bir çocuk gibi her şeyi hem yeni hem de yeniden öğreniyorum. Özellikle genç arkadaşlarla birlikte grev ziyaretine giderek mücadele deneyimi kazanmış ve geleceğe hazırlanmış oluyoruz.” Liseyi yeni bitirmiş ve işçilik hayatına yeni adım atmış olan genç arkadaşımız da grev çadırını uzun zamandır merak ettiğini, gelip gördüğünde hem grevdeki işçiler, hem de kendi adına çok mutlu olduğunu, onlara destek olmanın kendisi için büyük bir anlam taşıdığını ifade etti. “Ziyarete gelirken nasıl bir ortam olacağını, bizi nasıl karşılayacaklarını merak ediyordum. İnsanların sıcakkanlı olması, kadınıyla erkeğiyle birlikte mücadelede olmaları çok güzeldi. Birçok şey öğrenerek ve moralle ayrıldım ziyaretten.”
Grev çadırında asgari ücretin belirlenmesinden hayat pahalılığına, kiralardan işçi sınıfının türlü yapay ayrımlarla bölünüp parçalanmasına kadar pek çok konu hakkında sohbet ettik. Paylaşılan her söz, bu mücadelenin yalnızca bir ücret pazarlığı olmadığını; gelecek, onur ve yaşam mücadelesi de olduğunu bir kez daha gösterdi. Grevci bir ablamızın dediği gibi “neyi konuşsak bir bozukluk var, sistem bozuk, tepenin değişmesi lazım.” Aynen öyle! Boşuna dememiş ozan; “bozuk düzende sağlam çark olmaz” diye. Kadın işçiler olarak bu bozuk düzene karşı mücadelenin bir parçası olmak, yan yana durmak birlikteliğin gerçek gücünü hissettirdi bize. Bu duygular, bize bir gerçeği daha hatırlattı: Dayanışma büyüdükçe mücadele güçlenir. Bu direnişin yanında olmaya, sesi olmaya ve işçi sınıfının onurlu mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz!
#SmartSolar işçileri 53 gündür düşük ücret dayatmasına karşı onurlu bir mücadele yürütüyor. Gelecek Bizim Gelecek Sosyalizm diyen kadın emekçiler, Smart grevini ziyaret etti. Birleşik Meta-İş üyesi işçiler, 25 Aralıkta bir dayanışma gecesi düzenleyecek!
Yaşasın Sınıf Dayanışması pic.twitter.com/0yl0Sm1kRF— Gelecek Bizim Gelecek Sosyalizm (@_gelecekbizim) December 13, 2025
