Hrant Dink Anıldı, Katilleri Lanetlendi!
Gelecekbizim, 20 Ocak 2025

Hrant Dink, bu topraklarda halkların barış ve kardeşlik içinde eşit ve bir arada yaşamasını savundu, egemenlerin kirli ve zehirli dilinin halklar arasına duvarlar örmesine karşı mücadele etti. O duyarlı, duygulu, demokrat, sosyalist Ermeni bir aydındı. Ermeni halkına karşı uygulanan kırım ve zulme, yaşanan tarifsiz acılara rağmen burjuva milliyetçiliğinin tuzağına düşmedi, inatla Türk, Ermeni, Kürt halklarının kardeşliğini savundu, birbirlerinin acılarını sahiplenmeleri gerektiğini vurguladı. Duyarlılığı ve özenli diliyle Türkiyeli emekçileri de etkiledi, sempati kazandı. Halklar arasında duygu, empati ve barış köprüleri kurulmasına karşı olan egemenler, tam da Hrant Dink’in bu özelliğinden dolayı onun katledilmesinin önünü açtılar. Dink, 18 yıl önce bugün barışın ve özgürlüğün düşmanlarınca katledildi. Onun katledilmesinin önünü açanlar, 17 yıl sonra (geçen sene) katili serbest bıraktılar. Tetikçi elini kolunu sallayarak dolaşabilir ama barışı, özgürlüğü, işçilerin birliği ve halkların kardeşliğini savunanlar tarafından sürekli lanetleniyor, lanetlenecek. Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 18. yılında anılırken, katil ve azmettiricileri yani barış ve özgürlüğün düşmanları bir kez daha lanetlendi.

Sebat Apartmanı önünde gerçekleştirilen anma töreninde “Faşizme İnat Kardeşimsin Hrant”, “Buradayız Ahparig”, “Yaşasın Halkların Kardeşliği” sloganları atıldı. Oyuncu Tülin Özen, Gezi Davası kapsamında hükümlü olan Çiğdem Mater ve Osman Kavala’nın mektubunu okudu. Daha sonra Dink’in yakın arkadaşı yazar Takuhi Tovmasyan bir konuşma yaptı. Yüreğimizin sevinci de acısı da ortaktı seninle, ama sanki sevinçler az, acılar çoktu” diyen Tovmasyan, şöyle konuştu: O korkunç 19 Ocak Cuma 2007 tarihinden bugüne tam 18 yıl geçti. Her yıl 19 Ocak’ta seni anmak için binlerce can kardeşin burada toplandı. Her yıl, senin de çok sevdiğin kişiler bu pencereden sana seslendiler. Senin insan sevginden, toprak sevginden, adalet sevginden, demokrasi sevginden, barış ve özgürlük aşkından bahsettiler. Sana kalkan elleri lanetlediler, sana kalkan elleri hazırlayan iklimi lanetlediler. 18 yıl sonra hâlâ ve daima hep birlikte lanetliyoruz. Canım kardeşim; güzel Hrant’ım.”

Kendi hikâyesi üzerinden Ermeni halkının yaşadığı acıları betimleyen Tovmasyan, Dink’e şöyle seslendi: “Canım Hrant’ım, yüreğimizin sevinci de acısı da ortaktı seninle, ama sanki sevinçler az, acılar çoktu. Bir araya geldiğimizde şarkılar hep hüzün doluydu. Rakel’in o insanın içini titreten sesiyle ‘Yes pılpul yem, mi pun unem, mi pun unem, sarin e, sirdıs pots e, sirdıs khots e, meçi likı arin e’ deyişinde, yani ‘Ben bülbülüm, bir yuvam var, dağdadır, yüreğimde ateş, kalbimde yara, içi hep kan doludur’ türküsünde, atalarımızın 100 yıllık, 150 yıllık söyledikleri veya söyleyemedikleri acılar dile gelir.”

“Dink’in suçu neydi?” diye soran Tovmasyan, kendi sorusuna şöyle yanıt verdi: “Suçu aşikardı: İnsan sevgisi, demokrasi ve insan hakları tutkusu, ifade özgürlüğüne inancı, o da yetmedi iki halk arasında barışı savunması ve Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını istemesi…. Bütün bunların üzerine bir de Tanrı vergisi insanları ikna etme yeteneği. İşte bu sonuncusu bazı insanları çok ama çok korkuttu.”

Konuşmaların ardından anma töreni, “Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” sloganıyla sona erdi.

İlgili yazılar