Mücadele, bir çığlık değil,
damarlarıma kazınmış sessiz bir marştır.
Mücadele, sürekli bir fısıltıdır içimde.
Her susuşun ardından
bir duvar gibi yükselir kelimelerim.
Geceyi yaran bir ayak sesi,
duvarlara kazınan isyanın gölgesiyim.
Bazen meydanlarda sesim kaybolur,
ama bir sloganla uyanırım,
geceyi delerken ellerim,
gün doğarken hep birlikteyiz.
Kalbim bir megafon artık,
damarlarımda kızıl bir rüzgar eser.
Her adımımda yankılanır
şehri sarsan o eski slogan:
“Birlik! Mücadele! Zafer!”
Yalnız değilim,
çünkü göz göze geldim direnişle.
Bir işçinin sıkılı yumruğunda,
bir öğrencinin özgürlük türküsünde
gördüm kendimi.
Bir çocuğun gülüşünde,
bir annenin gözyaşında,
bir işçinin nasırında
gizlidir öfkemin nedeni.
Ve ben biliyorum:
Bir gün,
bir sabah,
güneş
bizim sesimizle doğacak.
Sırtımda okul çantası değil,
bir halkın yükü var.
Omuzlarımda kâğıt değil,
tarih taşıyorum -kanla yazılmış satırlar.
Bir direnişçi eli,
Uzatıyorum ben de tutuyorum birini,
Sonra ötekini tutuyorum sıkıca.
Çünkü bilirim,
eller birleşmeden yollar yürünmez.
Birlikte gücümüzü büyütmeli,
toprağa değil, yıldızlara dokunmalıyız.