İsyan-Devrim

The Regime’s Blow for Absolute Power: İmamoğlu Arrested, Mass Opposition Rises!
Utku Kızılok, 24 Mart 2025
Undoubtedly, the most critical turning point came when Istanbul University students broke through police barricades despite repression and violence. At this point, it’s important to emphasize that the student youth are not standing up for İmamoğlu’s political future, but for their own. Unemployment, economic...

Troçki’nin Kaleminden: Paris Komününden Dersler
Gelecekbizim, 18 Mart 2025
Komün bize işçi kitlelerinin kahramanlığını, tek bir blok halinde birleşme yeteneklerini, gelecek uğruna kendilerini feda etme becerilerini gösterir; fakat aynı zamanda kendi yollarını seçme konusundaki yetersizliklerini, hareketin önderliğindeki kararsızlıklarını ve ilk başarılarının ardından ölümcül duraksama eğilimlerini de ortaya koyar.

Bangladeş’te Kota Protestosu Neden İsyana Dönüştü?
Gülhan Dildar, 26 Temmuz 2024
Ülke genelinde 32 milyonu bulan işsizin 18 milyonunu gençler oluşturuyor ve bunların önemli bir kısmı üniversite mezunu. Bangladeş İstatistik Bürosunun verilerine göre 15-24 yaş arası gençlerin yüzde 39’u yani 12,2 milyonu ne okula gidiyor ne de çalışıyor. Bir yandan hayat pahalılığıyla boğuşan ve sefalet içerisinde…

Vietnam Savaşı Protestolarını Yeniden Hatırlamak
Gülhan Dildar, 18 Temmuz 2024
Sivil Vietnamlıların, asker ve gerillaların da aralarında olduğu üç milyon civarında insanın korkunç bir biçimde yaşamını yitirdiği, üç milyon insanın yaralandığı ve 500 bin askerin “savaş sonrası travmatik stres bozukluğu” yaşadığı bu savaşın vahşeti toplumsal hafızadan silinmiş değil. Vietnam Savaşı protestoları ve 68 başkaldırısı, işçi…

İranlı Emekçiler Yeniden Dünya İsyan Sahnesinde
Utku Kızılok, 28 Kasım 2019
Molla rejiminin varlığının yarattığı sorunlar, kapitalizmin tarihsel sistem kriziyle birleşerek İran’da mollalar ile emekçiler, sermaye sınıfı ile işçi sınıfı arasındaki uçurumun derinliğini ve genişliğini alabildiğine büyütüyor. Öylesine patlamalı toplumsal koşullar ve uluslararası konjonktür oluşmuş durumda ki, İran burjuvazisi ve molla rejimi yeni isyanların sahneye çıkmasının…

Tüm Sorunların Çözüm Yolu Devrimden Geçiyor!
Utku Kızılok, 6 Kasım 2019
Lenin, emperyalizm çağının, birikimli toplumsal çelişkilerin bir kıvılcımla patlayarak proleter devrime yol açmasının koşullarını olgunlaştırdığına dikkat çekmişti. Lenin’in işaret ettiği gerçeklik, küresel kapitalizm koşullarında daha fazla ete kemiğe bürünmüştür. Son yirmi yıllık süreçte ardı ardına gelen ayaklanmalar ve devrimci durumlar da bunun kanıtıdır. Ekonomik kriz,…

İran’da Toplumsal Patlama
Akın Erensoy, 28 Haziran 2009
12 Haziranda yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri, köklü çelişkilerle yüklü İran’da toplumsal bir patlamayı tetiklemiş durumda. Açıklanan sonuçlara göre Mahmud Ahmedinecad toplam oyların %63’ünü, Mir Hüseyin Musevi ise %34’ünü aldı. Böylece ikinci tura kalmadan mevcut cumhurbaşkanı Ahmedinecad seçimleri bir kez daha kazanmış oldu. Ancak “reformcu” olarak adlandırılan…

Ekim Devrimine Giden Süreçte İşçi Denetimi Deneyimi
Utku Kızılok, 1 Mart 2009
Devrim, komiteler ve işçi denetimi 1917’nin Şubatında başlayan Rus devrimi kurulu düzeni temellerinden sarsmış, toplumun hemen her kesimini ve işçi sınıfının tüm katmanlarını devrimci sürecin içine çekmişti. Devrimci kitleler, Çarlığın yerle yeksan olduğu ilk günden itibaren siyasal iktidarın fethi sorunuyla karşı karşıya geldiler. Devrim ya…

8 Saatlik İşgünü Mücadelesi ve 1 Mayıs’ın Doğuşu
Utku Kızılok, 1 Nisan 2007
İşçi sınıfı, Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ı ağır koşullar altında karşılıyor. Burjuvazi­nin saldırıları öylesine bir boyut kazandı ki, işçi sınıfı büyük bedeller ödeyerek elde ettiği tarihsel kazanımlarının çoğunu yitirmekle kalmadı, 1800’lü yılların çalışma ve yaşam koşullarına adeta geri döndü. Bunun en…

Proleter Devrimin Şafağı: Paris Komünü
Utku Kızılok, 1 Mart 2007
Engels’in ifadesiyle o bir proletarya diktatörlüğüydü. Komün ortaya koyduğu eserle dünya işçi hareketine damgasını bastı. Marx’ın da vurguladığı gibi, Komünün en büyük önemi onun varlığı ve etkinliğiydi. Komünün varlığında somutlanan devrimci ilkeler bugün de, neredeyse tüm yönleriyle önemini koruyor.

Latin Amerika’da “Kurtarıcılar” ve Caudillolar-3
Utku Kızılok, 1 Eylül 2006
3. Bölüm Chavez ve diğer popülist liderler nasıl bir zeminde yükseliyor? Daha önce “kurtarıcı” ve “Mesihçi” geleneğin Latin Amerika’da yeni görünümlere bürünerek, kendine yeni temsilciler bulmaya ve caudillolar yaratmaya devam ettiğinden söz etmiştik. Şimdi de dönüp bunun günümüz şartlarındaki bir görünümü sayılabilecek olan Chavez’in ve diğer popülist…

Latin Amerika’da “Kurtarıcılar” ve Caudillolar-2
Utku Kızılok, 1 Ağustos 2006
2.bölüm Ulusal birlik ve toprak sorunu Latin Amerika’nın son iki asırlık tarihi, birbirini izleyen sayısız askeri darbeler tarafından belirlenmiştir; sadece Bolivya’da, bağımsızlığını kazandığı 1825’ten bugüne dek tam 190 askeri darbe yaşanmıştır. 20 Latin Amerika ülkesinin 13’ü, 1954’te askeri diktatörlükler tarafından yönetilmekteydi. Sadece Şili’de bir yıl…

Latin Amerika’da “Kurtarıcılar” ve Caudillolar-1
Utku Kızılok, 1 Temmuz 2006
1.bölüm Kimin “devrimi”? Dünya sosyalist basını şöyle bir incelendiğinde görülecektir ki büyük bir çoğunluğu Latin Amerika’da “devrim”den ve “21.yüzyılın sosyalizmi”nden söz etmektedir. Özellikle Venezuela üzerine kitaplar yayınlanıyor, dergiler Latin Amerika’yı dosya konusu yapıyor, edebiyat dergileri “devrimin” kültürel dönüşümlerinden söz ediyor, “devrimi” anlamak üzere kıtaya geziler…

1956 Macaristan Devrimi: İşçilerin Devriminden Bürokrasinin Karşı-Devrimine
Utku Kızılok, 1 Nisan 2006
Doğu Avrupa’da bürokratik diktatörlükler 1956’nın baharından başlayarak bir muhalefet yükseliyordu Macaristan’da; ancak başlayan muhalefetin hangi doğrultuda gelişeceği belli değildi. Dahası ilerleyen aylar boyunca muhalefet öylesine cılız kalmıştı ki, ufukta bir devrim fırtınasının yaklaşmakta olduğunu söylemek pek olası gözükmüyordu. Fakat sonbahara gelindiğinde değişen sadece mevsim olmamış,…

Küba: Ulusal Devrimden Bürokratik Diktatörlüğe
Akın Erensoy, 4 Nisan 2003
İkinci emperyalist paylaşım savaşı bittiğinde, SSCB’nin varlığında cisimleşmiş “reel sosyalizm” ve savaşın galipleri arasında yer alan Sovyet bürokrasisi, dünya işçi sınıfı nezdinde büyük bir itibar kazanmıştı. Savaşı kazanan SSCB, ABD ve İngiltere, dünyayı kendi nüfuz alanlarına böldüler. Doğu Avrupa ve Güney Asya’da birtakım nüfuz alanları…