1 Mayıs Geçmişin Mirası, Bugünün Sesi, Yarının Umududur!
İstanbul/Avcılar'dan bir öğrenci, 21 Nisan 2025

Bir genç ve bir öğrenci olarak 1 Mayıs benim için bir tatil günü değil; umutla, inançla ve direnişle yoğrulmuş bir mücadele günüdür. Takvime sadece bir tarih olarak bakanlar olabilir ama ben bu günü, işçilerin, gençlerin ve kadınların eşitlik, özgürlük ve adalet için verdikleri onurlu mücadelenin bir sembolü olarak görüyorum.

Yıllar boyunca emekçiler yalnızca hayatta kalmak için değil, daha insanca bir yaşam sürebilmek için de ter döktüler. Bugün bize “hak” diye öğretilen neredeyse her şey –oy hakkı, ifade özgürlüğü, 8 saatlik işgünü, kadın-erkek eşitliği, sosyal sigorta, emeklilik, haftalık izin, fazla mesai ücreti, güvenli çalışma koşulları, eğitime erişim hakkı– kendiliğinden var olmadı. Bunlar, işçi sınıfını oluşturan işçi dedelerimizin, ninelerimizin sokaklara çıkarak, taleplerini haykırarak, bedeller ödeyerek kazandığı haklardı. Eğer 1 Mayıs’ta simgelenen o mücadele olmasaydı, belki bugün hâlâ bu haklara sahip olamayacaktık.

Sosyalist dünya mücadelesiyle tanıştıktan sonra ne çok şey öğrendim, ufkum değişti. Bu yazdıklarımı ben de bilmiyordum doğal olarak. 1 Mayıs’ın doğuşunu, anlamını ve Türkiye’deki serüvenini Gelecek Bizim Gelecek Sosyalizm sitesindeki yazıları okuyarak öğrendim. Biz liselilere okul sıralarında “yurttaşlık” haklarımız olduğu anlatılıyor ama bu hakların arkasında yatan mücadelelerin farkında olanımız çok az. 1 Mayıs işte tam da bu yüzden önemli. Geçmişin unutulmaması, bugünün anlaşılması ve geleceğin inşası için bir hatırlatma! Bu tarih, emeğin değerini, insan onurunu, mücadelenin toplumu nasıl dönüştürdüğünü ve dayanışmanın gücünü hatırlatıyor bize.

1 Mayıs yalnızca işçilerin değil, haksızlığın, sömürünün ve zorbalığın son bulmasını isteyen herkesin günüdür. Özgürlüğe ve adalete susamış her vicdan sahibi insanın günü. Yani biz öğrencilerin de günüdür! Çünkü biz de yarının işçileri, mühendisleri, öğretmenleri, doktorları, emekçileri olacak, işçi sınıfına dâhil olacağız! 1 Mayıs bir sahnedir desek abartmış olmayız. Kadınlar olarak, gençler olarak biz de o sahnede yerimizi almalıyız! Bugün herkes adalet istiyor. O hâlde, daha adil bir dünya için birlikte mücadele edelim!

Birlik ve dayanışma… 1 Mayıs’ın özüdür bu. İnsanların birbirlerinin dinine, diline, kültürüne, nereden geldiğine bakmadan aynı hedef için omuz omuza verdiği ender anlardandır bu gün. Ve biz gençler için bu ruh, geleceğe dair bir umut taşır. Farklılıkların geri plana çekilip ortak değerlerin öne çıktığı bir tablo çizer önümüze. Bu tablo, daha eşit, daha özgür ve daha adil bir dünya hayalimizin temelidir.

Biz gençler sadece sınavlara değil, hayata da hazırlanıyoruz. Bu yüzden hak ve özgürlük mücadelesine duyarlı olmak, dünyayı değiştirme mücadelesine katılmak, üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Çünkü yalnızca bugünümüzü değil, geleceğimizi konuşuyoruz. Her kuşak kendi rolünü oynar, biz de oynamalıyız.

1 Mayıs geçmişin mirası, bugünün sesi, yarının umududur. Ve biz gençler, bu umudu büyütmek için alanlarda olacağız!

8 Saatlik İşgünü Mücadelesi ve 1 Mayıs’ın Doğuşu

Türkiye’de 1 Mayıs: İnatçı Bir Gelenek!

İlgili yazılar

Okur Mektupları, 5 Ocak 2025
Okur Mektupları, 21 Kasım 2024